böbrek

 kuşkonmaz dikenine gelir ve bunun faydası olur mu olur deyip, ayakları ile üzerine basarak kökünden keser ve dibinden tutarak alır getirir eve…
Bir kaba koyarak kaynatır ve soğuduktan sonra şöyle bir tadar “eh fena değil” der. Bir kavanozun içine doldurduğu suya “ya Allah” deyip taşları bırakır ve sabah ne görsün taşlar erimiş “Rab’bime binlerce şükür” der ve sonrası gidip evininin köyünün önünde hayvanların bile yemediği, kuşların konmadığı dikenlerin hepsini toplar ve kaynatıp içer ve sonuç… Taşlar erimiştir ve ameliyat yoktur artık.
Hikâye bu…
Bendeniz böbrek taşı olanlardan biriyim… Bbu hikâyeyi duyunca denize düşen yılana sarılır hesabı etkilendim. Ve kullandım çok olumlu sonuçlar elde ettim…
Denize düşen bir dostuma da tavsiyede bulundum… Tıp Fakültesi’ne lazerle kırdırmak için giderken karşılaştık. Bu dostum dikeni on beş gün kaynatıp içti, baktı ki taş küçülmüş. Bir on beş gün daha içti taş diye bir şey kalmamış yüzde yüz sonuç.

Yorumlar

Popüler Yayınlar