bal

Gerçek balı nasıl anlarsınız?


Bugünkü konumuz; şaşırtıcı, hayranlık verici ve düşündürücü bir gerçek. Onlar teknolojinin son harikaları değil, onlar ARILAR ve uzmanlara göre 40 milyon yıldır dünyadalar. Bir kilogram bal üretebilmek için 40 bin arı 6 milyon çiçeğe konuyor. Bir kovan arı, yarım kiloluk bal için 88 kilometre uçuyor. Bir işçi arı, hayatı boyunca 1/12 çay kaşığı bal yapabiliyor. Bütün bu çaba ve emeğin karşılığı ise “BAL”. Eğer her gün ölçüsü dâhilinde gerçek (HAM) BAL yemeye başlarsanız, daha iyi uyuyabilir, hafızanızı güçlendirebilir ve daha iyi arınmış bir cildin tadını çıkarabilirsiniz. Konunun uzmanları diyor ki; bal çiçeklerde nektar olarak bilinen hafif tatlı sıvının, arının vücuduna girip çeşitli salgı ve enzimlerle birleşmesi sonucu oluşuyor ve çok sayıda MAKRO VE MİKROBESLEYİCİLER, ENZİMLER, PROBİYOTİKLER, PREBİYOTİKLER, VİTAMİNLER VE MİNERALLER içeriyor. Arılar tarafından, kovandaki mikropları yok etmek ve kovanın sterilizasyonu için kullanılmak üzere üretilen PROPOLİS çok güçlü ANTİOKSİDAN ve ANTİMİKROBİYAL etkilere sahip. “PROPOLİS” kovanda hangi görevi görüyorsa -doğru işlendiği takdirde- insan vücudunda da aynı etkileri gösterebiliyor. ARI SÜTÜ ise yavru arıları beslemenin yanında kovandaki kraliçe arının hayat boyu kullandığı besin maddesi. Düşünün işçi arılar yalnızca 45 gün yaşarken; hayatı boyunca arı sütü ile beslenen kraliçe arı ise YEDİ yıla kadar yaşayabilmektedir. Özetle BAL yüce Allah’ın tabiat vasıtasıyla insanlığa sunduğu harikulade bir nimettir. Şüphesiz ki yukarıda sayılan faydalarına kavuşabilmek  için tercihiniz kesinlikle HAM BAL olmalı yani işlenmemiş yani insanlar tarafından müdahale edilmemiş. HAM BAL kovandan çıktığı hâliyle tüketime sunulan tabii baldır; pastörize ve filtre edilmemiştir. Uzmanlar pastörizasyonun, bal için gerekli bir işlem olmadığı görüşünde hemfikirler. Yapılmasının sebebi ise balın kristalleşmesini önlemek, yani görünümünü iyileştirmek. Hâlbuki balın kristalleşmesi son derece tabii bir durum ve önlenmesine gerek yoktur. Tabii ki tek sebep bu ise yine uzmanlar FİLTRASYON balın içerisindeki polenlerin azalmasına yol açıyor, yani gerekli olanların ya da bu işlem ile başka bir ürün daha, yani bir kuzudan iki post çıkarma gayreti ve yine İNSAN. Ham bal, pastörize ve filtre edilmediğinden besin içeriği bütün natürelliğiyle korunur. Balın kalitesini PROLİN denen; bitkinin ürettiği nektarın özü belirliyormuş. PROLİN; Balın içinde yüzde 50-80 oranında olan amino asit özütü. (GERÇEK BALIN TESPİTİ İÇİN İSE 27 ÇEŞİT ARAŞTIRMA GEREKİYOR). Yani güvenilir insanlardan almadığınız sürece hikâyeden tahlillere, bol televizyon reklamlarına falan aldanmayın. Malum bu reklamın parasını arılar değil, sen ben ödüyoruz. Hele sanayi üretimi yapılan markalara elinizi sürmeyin, faydadan çok zarar.
 
 
Arılar, kış aylarında kovana girer ve bahar ayına kadar çıkmaz. Kovanın içinde kalan arı kendi ürettiği ballarla beslenir. Tabii ki kovanda bal kaldı ise... İşte yine ortaya çıktık; İNSAN. Arıya bu süreçte kesinlikle şeker verilmez. Hani derler ya arıcılar; efendim kışın arı ne yiyecek? İşte o zaman bir miktar şeker verebiliyoruz. Hâlbuki arıların bu balı biriktirme sebepleri biz yiyelim diye değil, kışın yiyebilsinler diye.
Son tahlilde anlaşılıyor ki gerçek bir balın kilosu 100-150 TL’den aşağı olamaz, olmamalı. Nasıl olur da 10 kilogram balı 25 liraya satabilirsin? Hadi satan satar da alan hangi akla hizmet alır ya da hangi marka bu kadar doğru ve gerçek balı nereden bulur. Peki siz diyorsunuz ki, gerçek bal nasıl anlaşılır? Bu konuda çok rivayet var. İşte onlardan bir iki örnek: 
“Tahta kaşıkla alınan balı yakmaya çalışın. Eğer yanmıyorsa gerçek baldır” derler. İçinde glikoz şurubu bulunan bal alev alır ve yanmaya başlarmış. Ben diyenlerin yalancısıyım. 
Başka bir rivayet, balın akışkanlığı üzerine. “Kavanozdan alınan balı aşağı doğru akıttığınızda bal sürekli akar. Bal kesik kesik akıyorsa o bal sahte bal olabilirmiş”.  
Ayrıca gerçek bal elbette saklama şartlarına göre iki ya da üç ayda donarmış, yani şekerlenmeyen bal hakiki bal değilmiş. 
Başka bir metot “Balı ince bir tabaka hâlinde tırnağınıza sürüp keçeli kalemle yazın. Eğer yazıyorsa gerçek baldır” diye birçok rivayet dolaşır.
Mesele sadece arılarda bitmiyor, bir de arının beslendiği kaynaklara bakmak lazım. Bal türleri: KARAKOVAN BALI, KESTANE BALI, AKASYA BALI, YAYLA BALI, DELİ BAL (ORMANGÜLÜ BALI), ANZER BALI, NARENCİYE (ANAVARZA) BALI, ÇAM BALI, KEVEN BALI (kevenin diğer isimleri Geven, Ketre, Çekme, Ak Geven, Püs Geven, Zamk Geveni), KEKİK BALI, BİBERİYE BALI, IHLAMUR BALI, PÜREN BALI, MEŞE BALI, HAYIT BALI, LAVANTA BALI, KARABAŞ OTU BALI, KEÇİBOYNUZU BALI. Ayrıca arılar aşağıdaki bitkilerden de maksimum seviyede faydalanır; AYÇİÇEĞİ, PAMUK, YABANİ ÇİLEK, MERA ÇİÇEKLERİ, KEKİK, KİRİŞ (Pürem gibi uzun ama tek gövdeli, uzun yapraklı. Poleni çok olur), DİLFİR, HAYIT, GEVREK OTU, SARIÇİÇEK (SÜNEMİT) ÇEŞİTLİ MEYVE AĞAÇLARI, AKASYA, ÇAM, KÖKNAR, LADİN, KORUNGA, PEYGAMBER ÇİÇEĞİ, MİSK ÇİÇEĞİ, KIZIL YONCA, BALLI BABA, HARDAL, FİĞ, ÜÇGÜL, OĞUL OTU, KARAGAN, ADA ÇAYI, KIZIL ÇAM, KANOLA, TÜTÜN, KABAK ÇİÇEĞİ, UNUTMA BENİ, YABANİ TURP, KİŞNİŞ, HODAN (SÜTLEĞEN CİNSİ), ADAÇAYI, REZENE, GÜLHATMİ, ÇİĞDEM, DÜĞÜN ÇİÇEĞİ, KARDELEN, ITIR, DALYA, NERGİZ, TATLI SIĞINMA, HAŞHAŞ, ZİNYA ÇİÇEĞİ, LAVANTA, KEDİ OTU..

Yorumlar

Popüler Yayınlar