ibni sina

http://inonu.edu.tr/media/iys/cmscontent/830/2018/9/El-Kanun_Fit-t%C4%B1b_%C3%96zeti.pdf

*Gül yağı, beyni güçlendirir ve zekayı artırır, mizacı mutedile yakındır.

*Kırlangıç otu: Bazen bir kırlangıç yavrusu kör olur ve anne kırlangıç, yavrusu için kanatlanır ve kırlangıç otunu getirir ve yavrunun gözleri iyileşir

*Ve bil ki, daima, pişmiş ya da kızartılmış şalgam yemek görmeyi güçlendirir.

 Acı badem yağını her hafta damlatmanın kulak sağlığında şaşırtıcı etkisi varmış
uyuşturucu madde hakkında bir açıklama yapmış İbn Sina. *En düşük etkili uyuşturucu maddesi, haşhaş tohumu ve marul tohumudur. Haşhaş kabuğu, tohumundan daha uyuşturucu. Özellikle de siyah haşhaş kabuğu. Haşhaştan sonra en etkili uyuşturucu madde, çöl adam otu kökü kabuğu.
Safran, kuş üzümü karaciğerle uyumludur ve faydalıdır. Hindiba, karaciğere çok faydalıdır. Tatlı türleri karaciğer için uygundur. Karaciğeri dolgunlaştırır, parankimasını geliştirir. Ama eğer bir kimsenin karaciğerinde sıcak şişkinlik varsa tatlı şeylerden kaçınmalıdır. Antep fıstığı da karaciğer için oldukça faydalıdır ama mizacı çok sıcaktır. Fındık, antep fıstığına nazaran sıcaklığı daha azdır ve karaciğere oldukça faydalıdır. Arpa suyu, kabız edici ve güçlendirici özelliğe sahiptir, karaciğere faydalıdır. Hindiba bir numaradır. Eğer hastanın karaciğeri sıcak mizaçlıysa, hindibayı suda pişirsin ve içsin, bu onun yararınadır. Özellikle de eğer hindibayı kuru kişnişle ya da yeşil kişnişle beraber tüketirse daha faydalıdır. Kasni ya da hindibayı, sirkeyle tüketirse de faydalıdır. Eğer hastanın karaciğeri sıcak mizaçlıysa, berberis çok faydalıdır. Ve olağanüstü bir etki yaratır. Demirhindi de berberis gibi ( ya da zirişk) etki yaratır. Osmanlı mutfağının en sevilen şerbeti olan Demirhindi’yi duymuşsunuzdur. Sümela manastırı dönüşünde, hemen manastırda yer alan bir büfeden alıp denemiştim. Karadenizliler nerede ne satacaklarını iyi biliyor. Manastıra çık, ayrı bir yorucu... bir de geri dön... bünye pek kaldırmıyor. Neyse Demirhindi enerji içeceği gibi geldi, denemelisiniz. Demirhindi ( ھندی تمر ), kitapta Temurhindi olarak geçiyor. Temur Türkçe’de demir demek oluyor. Timur da büyük ihtimal buradan geliyor. Ama Arapça olarak okuyunca Tamr-hindi yani Hint hurması. Galiba en doğrusu da ikinci seçenek. Baktın ki hastanın karaciğerinde tıkanıklık var; berberis, demirhindi ve kerevizi karıştır hastaya yedir, iyidir. Eğer hasta, kaliteli gül yağıyla elma yağını soğuk suyla tüketirse karaciğerin sıcak mizacını ılımlı hale getirir.

Sırada idrar kaçırma ya da üriner inkontinansı var. İbn Sina idrar kaçırma hakkında açıklama getirdikten sonra şöyle bir çıkışta bulunuyor: Bakalım görelim bu lanet olasıca idrar neden keskin yapılı ve zarar verici olageldi? Gıda, ilaç, yorgunluk, cima gibi sebepler etken olmuş olabilir. Kas gevşekliği de neden olmuş olabilir. Mesane içi yaradan da (ülser) kaynaklanmış olabilir. İdrar kaçırma için birkaç ilaç şöyle: İnciri zeytin yağına bulayıp yesinler. Uzun topalağı ve günlüğü eşit ölçüde alıp öğütsünler ve aç karnına bir miskal kadar ağızlarına alsınlar. Andız otu bu konuda seçkin ilaçlardan sayılır. Hint yağı da çok etkilidir, ister yesinler isterse de üriner sistem organlarına sürsünler. Her gün aç karnına bal yemek de çok etkilidir. İncir ve zeytin yağı karışımı idrar kaçırma görülen yaşlılar için de faydalıdır. Yatağa idrar kaçırmadan da bahsediyor İbn Sina. Genelde çocuklarda gözlemlenen bir durum olduğundan bahsediyor İbn Sina. Zira çocukların uykusu ağır olduğundan nefes alıp verme gibi mesanede idrarını tutamayıp dışarı salıyorlar ki henüz çocuk uykudayken gerçekleşiyor olay. Çocukluk evresini atlattıktan sonra uyku da hafiflediğinden sorun ortadan kalkıyor. Birkaç ufak tüyo veriyor İbn Sina, en kolayları şu: Akşam yemekleri hafif olsun, böylece uykuları da hafif olmuş olur. Aşırı su içmekten kaçınsınlar ve uyumadan önce tuvalet ihtiyaçlarını gidersinler, idrarını yapsınlar. İbn Sina yine çeşitli reçeteler sunmuş ancak getirirsek konu uzayacağından sarfınazar ediyoruz. Ve sırada diyanites ya diyabites var. Su içtikten sonra alelacele tuvalete koşuyor, bu hastalığa yakalanan kimseler. Şöyle: Diyanites, Yunanca bir kelime olup, insan su içtikten kısa süre sonra içtiği suyu idrar yoluyla dışarı atıyor. Yunanlılar, diyanites için ayrıca diyaskomes ve keramis de demişlerdir. Araplar ise diyabites için ‘devvare, dolab, zilk’il-kilye, zilk’il-mecaz ve maber’ tabirlerini kullanırlar. Bu hastalığa yakalanan kimse, durmadan su içtiği halde suya doymuyor, içer içmez de idrara çıkıyor. İçtiği suyu bedeninde saklayamıyor. Yukarıdan gönderiyor aşağıdan dökülüyor. İbn Sina daha sonra hastalığın sebebini irdeliyor. Bir tabibe göre doğanın işi ve insanda ansızın ortaya çıkıyor. Ancak İbn Sina bu görüşü kabul etmiyor. İbn Sina’ya göre asıl sebep böbrekler. Böbreklerde yetersizlik meydana gelebilir. Yetersizliğe de sebep olan etkenler, soğuk hava, karaciğer soğuması veya soğuk su içme ve sıcak su-i mizaç olabilir. Genelde sıcak su-i mizaç ya da ateşli sıcaklık etkili imiş. Bunun için de genel olarak diyabites ilacı soğukluk veren ilaçlarla tedavisi mümkün. Örnek olarak; soğuk yeşillik-sebze, rutubet veren ve soğuk mizaçlı meyveler gibi. Ancak idrar yapıcı olmaması kastıyla. Marul ya da haşhaş yerse de sakıncası yok. Denilene göre, üç adet yumurtayı, sirkenin içine attıklarında ve yirmi dört saat sirke içerisinde kaldıktan sonra, yumurtaları çiğ bir şekilde kafaya dikseler, faydasını göreceklerdir. İbn Sina birçok reçete getiriyor ancak getirmiyorum. Bir ilaç da gülnar tableti. Gülnar, nar ağacı çiçeği oluyor. Tabletin içerisinde yer aldığından herhalde ismini oradan almış. Hukne kapsamlı bir uygulama olmasına karşın hukne sıvısı basit olabiliyor. Mesela İbn Sina diyor ki: Hukne sıvısı, ayran olursa çok iyidir. İbn Sina bir başka paragrafta diyor ki: Diyanites hastalığı soğuk hava etkisiyle olursa, ki biz böyle bir durumla karşılaşmadık, kesinlikle susuzluk da görülür. Bir sonraki hastalık idrar çokluğu ya da poliüri. Birkaç ilacı şöyle: Aç karnına rafadan yumurtayı içerse iyidir. Sütü kaynatıp içseler (her türlü süt) iyidir. Gibi. Kıl şeklinde idrar yapmadan da bahsediyor İbn Sina. İdrarın görünümü kıl kadar incedir. Böyle tür idrarın endişe verici olmadığını ve ciddi bir tehlike olmadığını ayrıca belirtiyor İbn Sina.


Yorumlar

Popüler Yayınlar